Herkesin beyanname vermesi vatandaşlık görevidir!
Gelişmiş birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de ticari ehliyete sahip 18 yaşından büyük her gerçek kişinin gelirlerini yıllık beyannameyle maliyeye beyan etmesinin sağlanması halinde, kısmen de olsa kayıt dışı işlemlerin önüne geçilerek vergi disiplinine katkıda bulunulacaktır.
Mevcut vergi sistemimiz
Vergi sistemimiz iki temel vergi türüyle uygulanmaktadır. Bunların birincisi dolaysız vergiler, diğeri ise dolaylı vergilerdir. Dolaysız vergiler; gelir üzerinden alınan gerçek ve tüzel kişilerin kazançları üzerinden alınan kazanç vergileridir. Dolaylı vergiler ise; harcama ve servet üzerinden alınan ÖTV, KDV, MTV gibi vergilerdir.
Şirketlerin kazançları kurum kazancı olarak kurumlar vergisine tabidir. Gerçek kişiler ise; ticari, zirai, mesleki kazançları ile ücret, menkul, gayrimenkul, diğer kazanç ve iratları olmak üzere yedi gelir unsuru nedeniyle yıllık gelir vergisi beyannamesi verirler. Ancak, maliyede kayıtlı bu mükelleflerin dışında çok sayıda gerçek kişinin ise hiç kayıtlı olmadığı veya beyanname vermediği bilinmektedir.
Tüm gerçek kişiler beyanname vermeli
İş bu yazımızın konusu ise, 18 yaşından büyük ticari ehliyeti olan (bazı istisnalar dışındaki) tüm gerçek kişilerin kayıt ve beyan dışında kalan gelirlerinin “hazır beyan sistemi” üzerinden beyan edilmesi zorunlu hale getirilebilir.
T.C. kimlik numarası sayesinde, e-devlet uygulaması ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın elektronik alt yapısının günümüzde gelişmiş olması sayesinde birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de artık reşit olan herkesin yıllık gelir beyanında bulunma zamanı gelmiştir. Bu beyanların teşviki anlamında, gerçek kişilerin beyan edecekleri yıllık gelirlerinden bazı harcamalarını belgelendirmeleri koşuluyla vergi matrahından indirme imkânı getirilebilir. Böylelikle, iki yönlü kayıt dışılığın önüne geçilebilir. Şöyle ki, hem herkesin gelirleri kontrol altına alınmış hem de harcamaları nedeniyle harcama sırasında belge alma alışkanlıkları gelişecektir.
Nakit ve açıktan harcamaya sınır getirilmeli
Avrupa’da birçok ülkede kişilerin bankadan bin beş yüz eurodan fazla nakit parayı çekmesi veya elden harcama yapması kısıtlanmış olup, aşan tutarlar için çek veya kredi kartı kullanması gerekiyor. Ülkemizde de böyle bir sistem başlatılarak kişilerin örneğin 50 bin liradan fazla para çekmesi halinde çek kullanması, kredi kartıyla ödeme yapması veya banka üzerinden havale veya eft yapması sağlanabilir.
Burada amaç; kişinin ekonomik özgürlüğünü kısmak veya harcamasına engel olmak değil, nereye harcayacaksa çek veya kredi kartı kullanması veya havale/eft yapmasını sağlayarak kayıt dışılığın önüne geçilmesidir. Bunun sonucu olarak, harcamalar karşılığında belge alımı teşvik edilmiş ve harcayanla gelir elde eden denetlenmiş olacaktır.
Düşük gösterilen ücret ve kiralar sorun olmaya devam ediyor
Mevcut vergi sistemimize göre; çalışanların ücretleri üzerinden ödenmesi gereken vergiler işverenleri tarafından ödendiği için birçok işyerinde ücretler düşük gösterilmekte. Ayrıca, işyeri kira ödemeleri üzerinden stopaj uygulamasından dolayı birçok işyerinde kira kontratları düşük beyan edilmekte. Bunun sonucu olarak da ciddi vergi kayıpları söz konusu olmaktadır.
Bu konudaki önerimiz; işverenin ücretlilerin vergisinden ve kiraların stopajından sorumluluğu kaldırılmalı. Ücret sözleşmelerinin brüt yapılması zorunlu kılınmalı ve her çalışanın yılık ücretlerini kendisinin beyan etmesi sağlanmalı. İşyeri kira stopajı uygulamasına da son verilerek kontratların tam yapılması ve e-kontrat sistemine geçilmesi sağlanmalıdır. Devletimizin gelirlerinin % 80’inden fazlası vergi gelirlerinden elde edilmektedir. Ancak, devam etmekte olan kayıt dışılıktan dolayı ciddi bir vergi kaybı söz konusudur. Maliye ise, vergi kaybından dolayı açığını kapatmak için harcama vergileri olan dolaylı vergilere ağırlık vermektedir. Bunun sonucu olarak, vergi adaleti zedelendiği gibi her defasında tartışması da devam etmektedir.
Talha APAK | MEVZUATIN İÇİNDEN
KAYNAKÇA: www.dunya.com